30 Ağustos 2009 Pazar


KARDELEN & HERCAİ


Çok uzun yıllar önce iki kır çiçeği birbirlerine aşık olurlar. Her bahar diğer çiçekler gibi onlar da açıp güneşe merhaba derler. Fakat bir bahar başlangıcı bu çiçeklerden biri diğerine; “ Biz diğer çiçekler gibi bu bahar açmayalım, kışın ortasında herkesin soğuktan kaçtığı karlı günlerde açalım ki, bütün doğa bize ait olsun “ der ve ikisi de o bahar açmamaya karar verirler...Biri açmak için kışın gelmesini ve karın yağmasını beklerken, diğeri o yaz açar...O gün bugündür, karda açan ve sevgilisini bekleyen çiçeğe “ KARDELEN”,Sevgilisini yarı yolda bırakan çiçeğe de “ HERCAİ “ denilir.İşte bu yüzden hayırsız sevgiliye “ HERCAİ “ diye hitap edilir...

29 Ağustos 2009 Cumartesi

2009 yaz




Ve Eskişehirdeyiz....


















Ankara'da iken hızlı trenle 1,5 saatte Eskişehir'e gitme keyfini yaşamadıysanız kesinlikle tavsiye ederim...Süper bir yolculuktu...Porsuk'ta tekne keyfi,çiğ börek partisi,kahve keyfi,eski evlerin olduğu o şirin tarihi sokaklara daldık...,Kent park feci sıcaktı......:(...bu arada dönüşte beyzade hamam bende kuaför keyfi yaptık:))) derken akşam dönüş trenine zor yetiştik.....ve soğuk biralarımızı yudumlarken Ankara'ya döndük.....Müthiş güzel bir gündü......





23 Ağustos 2009 Pazar

bence aşkın en zor hali

SENİNLE OLMAK....Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun? Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? ''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun? Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun? Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun? Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun? Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun? Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun? Nereden bileceksin? Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi... Isırmazdım dilimin ucunu... Özlemezdim seni yanımdayken.Kıskanmazdım.Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda... Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda sarhoş olmazdım.Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... Ve her kulaçta haykırırdım seni.. Ama sen hiç benimle olmadın ki... YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN...

CAN YÜCEL

20 Ağustos 2009 Perşembe

2009 yaz

Merhaba,

İnsan Antalya'da yaşamaya başlayınca tatil kelimesi komik geliyor...İnanın benim herkesin burada yaşamamdan dolayı düşündükleri gibi sürekli sahilde vakit geçirebilmem çok olası değil...:))Hatta diyebilirim ki İstanbul'da yaşadığım zaman daha çok tatil yapıyordum... Bu yaz benim için çok keyifli geçti..sizlerle paylaşmak istiyorum....


Yazı ilk bir Cumartesi iş sonrası Adrasan'da karşıladım Süperdi....:) Ulaştığımızda kalacak yerimizi ayarlayıp doğru denize ve sonra duşa akşam gitar eşliğinde ...ve şiirlerle süslü bir gece geçirdik...(mutlaka gidin )öğle sıcağında yine aynı yere gittik...bira keyfi...gözleme keyfi derken dönüş vakti...:(((







2.haftasonu kaçamağım



Kız kıza yaptığımız Olimpos tatilimizde  yemek,müzik,dans,tavla,tekne turu,kahve keyfi,hamak,rakı,balık.......:)
Kaldığımız pansiyon:Acar Pansiyon ...temiz,şirin,inanılmaz güzel gözlemeler yapıyorlar...evinizde gibi:))
Akşam malum Öküz Barda dans, müzik, eğlence.....
Ertesi günde tekne turundaydık...her koyda durduk,bol bol yüzdük...nefisti...















Devamı yarına...:))

Okyanus Yürekli Dostlar....

Su, kendine sırdaş arıyordu. Önce buluta verdi sırrını. Ağır geldi sır buluta. Sağanak sağanak döktü suyun tüm sırlarını. Sonra göle gitti su. Ona anlattı derdini. Bu arada bulut suyun sırrını yağmur yapıp, dolu yapıp, kar yapıp savurduğu için, zaman zaman taşıyordu göl ve çıkıyordu suyun sırrı iyice açığa . Sonra nehre verdi su sırrını. Nehir de aldı suyun sırrını çekti gitti. Dereye verdi. Dere biraz daha yavaş olsa da nehirden, o da götürdü suyun sırrını bir başka bilinmeze... Çağlayanlar, şelaleler, akarsular... Hepsi kayboluyordu bir anda. Sonra bir gün su takip etti dereyi. Dereye okyanusa kavuşunca farketti su, bütün sırlarının akarsularla, çağlayanlarla, ırmaklarla...okyanusa taşındığını. Karar verdi su. Sırrını okyanusa verecekti. Öyle de yaptı zaten. Tüm ! sırlarını okyanusa verdi. Artık suyun sırrını okyanustan başkası bilmiyordu. Ne taştı okyanus, ne bir başkasına taşıdı suyun sırrını, ne de kurudu.... Geçenlerde karşılaştık suyla. Bir bardaktaydı. Suskundu. Çok uğraştım konuşturamadım. Ben tam giderken '' Dur !'' dedi su. Durdum! '' Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma! Taşıyamazlar, kaldıramazlar senin yükünü, canını yakarlar, utandırırlar....'' dedi.

Çevrenizde hep "okyanus yürekli" dostlarınızın olması dileğimle ....

18 Ağustos 2009 Salı

Farketmeli İnsan


Farkında Olmalı İnsan...Kendisinin, Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı.Farkı Farketmeli, Farkettiğini De Fark Ettirmemeli Bazen...
Bir Damlacık Sudan Nasıl YaratıldığınıFarketmeli.Anne Karnına Sığarken Dünyaya Neden SığmadığınıVe En Sonunda Bir Metre Karelik Yere Nasıl Sığmak Zorunda KalacağınıFarketmeli.Şu Çok Geniş Görünen Dünyanın, Ahirete Nispetle Anne Karnı Gibi OlduğunuFarketmeli.Henüz Bebekken 'Dünya Benim!' Dercesine Avuçlarının Sımsıkı KapalıOlduğunu, Ölürken De Aynı Avuçların 'Her Şeyi Bırakıp Gidiyorumİşte!' Dercesine Apaçık KaldığınıFarketmeli.Ve Kefenin Cebinin Bulunmadığını Farketmeli.Baskın YeteneğiniFarketmeli Sonra.Azraillin Her An Sürpriz Yapabileceğini,Nasıl Yaşarsa Öyle ÖleceğiniFarketmeli İnsan.Ve Ölmeden Evvel Ölebilmeli. Hayvanların Yolda Kaldırımda Çöplükte,Ama Kendisinin Güzel Hazırlanmış Mükellef Bir Sofrada Yemek YediğiniFarketmeli.Eşref-İ Mahlukat (Yaratılmışların En Güzeli) OlduğunuFarketmeli.Ve Ona Göre Yaşamalı.Gülün Hemen Dibindeki Dikeni, Dikenin Hemen Yanıbaşındaki GülüFark Etmeli.Evinde 4 Kedi 2 Köpek Beslediği HaldeÇocuk Sahibi Olmaktan Korkmanın MantıksızlığınıFarketmeli.Eşine 'Seni Çok Seviyorum!' Demenin Mutluluk Yolundaki Müthiş GücünüFarketmeli.Dolabında Asılı 25 Gömleğinin Sadece Üçünü Giydiğini, Ama ArkaSokaktaki Komşusunun O Beğenilmeyen Gömleklere Muhtaç OlduğunuFarketmeli.Zenginliğin Ve Bereketin, Sofradayken Önünde Biriken EkmekKırıntılarını Yemekte GizlendiğiniFarketmeli.FARKETMELİ.
Ömür Dediğin Üç Gündür,Dün Geldi Geçti Yarın Meçhuldür,O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,
O Da Bugündür.
CAN YÜCEL

7 Ağustos 2009 Cuma

Yüzünü güneşe dönen insan gölge görmez

Merhaba bu sayfamdaki ilk paylaşımım olacak....:)



Yüzünü güneşe dönen insan gölge görmez.Kadın taksiye binmiş ve havaalanına gitmek istediğini söylemişti.Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden anidenyola, önlerine çıktı.Şoförü çarpmamak için sert şekilde frene bastı.Taksi kaydı, ama diğer arabaya çarpmaktan kıl payı farkla kurtuldu.Siyah arabanın sürücüsü camdan başını çıkarıp bağırmaya ve küfretmeye başladı.Taksi şoförü ise gayet sakin ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı.Kadın bütün bu olanları şokunu yaşarken, taksi şoförünün tavrına dahada şaşırmıştı.Sordu: "Neden böyle davrandınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedipikimizi de hastanelik edecekti."Taksi şoförü gülümsemeye devam ederek: "Çöp Kamyonu Kanunu" dedi.Kadın: "Çöp Kamyonu Kanunu?" diye sordu, anlamamıştı.Şoför açıkladı:"Pek çok insan, çöp kamyonu gibidir.Her tarafta içleri çöp dolu olarak dolaşıyorlar; kızgınlığı, öfkeyi vehayal kırıklığını biriktiriyorlar.Ancak doldukça çöpleri bırakacak bir yere ihtiyaç duyuyorlar. Bu bazenben, bazen de siz olabilirsiniz.Kişisel almayın. Sadece gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edinve yolunuza devam edin.Onların çöpünü alıp işyerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlaradağıtmayın."Başarılı insanlar, çöp kamyonlarının günlerini mahvetmesine veellerine geçirmesine izin vermezler.Hayat sabahları pişmanlıklarla uyanmak için çok kısa, dolayısıyla'size iyi davranan insanları sevin, iyi davranmayanlar için iyitemennilerde bulunun.'Hayat "%10 " onunla ne yaptığınız, "%90 "onu nasıl alıp karşıladığınızdır.