24 Ocak 2010 Pazar

Biz Kadınlar...


Suriye'nin kadın Devlet Bakanı Bouthaina'dan:
Son zamanlarda duyduğum en doğru söz bu...
"Kadınları türban değil, gözündeki ifade korur. "
Alt tarafı bir çift organla bu kadar çok iş başarıldığı görülmemiştir.
Yeryüzündeki bütün canlıların gözleri sadece, bakıp görmeye yaradığı
halde kadın kısmı, neredeyse bir tek ortalığı süpüremez gözleriyle...
Sever, sevişir, beğenir...
Döver, küser, barışır...
Nefret eder, hesap sorar, azarlar...
Kovar, bağırır, çağırır, alay eder...
Erkek de bir insanoğlu, o da yapar demeyin!
Erkekler her durumda öyle bön bön bakarlar.
Asla, ne demek istediklerini anlamazsınız.
Gözlerini konuşturan sadece kadınlardır.
Çocukluğunuzu düşünün...
Annenizin bin türlü bakışı gelecektir aklınıza.
Misafirler gitsin, ben sana gösteririm bakışı...
Hadi artık odana git, yat bakışı...
Ağzını şapırdatma! bakışı...
Kıçım tutulsaydı da seni doğurmasaydım bakışı...
Aynı babası bakışı...
Babanızdan bir bakış var mı, aklınızda?
Hiç zannetmiyorum olduğunu.
Babayla göz göze bile gelinmez öyle zırt pırt.
Şimdi de
büyüklüğünüzü düşünün...
Kaç kadın bir bakışın peşinden gitmiştir?
Hiç..
Peki kaç erkek bir bakış uğruna doğdu ocağı terk etmiştir?
Çookk..

BİR KADIN GİTTİĞİNDE........(BEKİR COŞKUN)
Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde "yetim-öksüz" kalan çok olur.
Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler...
Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.
Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.
Sık sık boynunu büker "sarıkız".
O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz
Değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.
Balkon artık sessizdir
Koridor kimsesiz.
Bir kadın gittiğinde...
Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında;
Bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...
Bir anne gider...
Bir dost...
Bir arkadaş...
Bir sevgili...
Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde...
Hep böyle olur; bir kadın gittiğinde; övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır.
Kapı eşiğindeki "Dikkat et..." duyulmaz,
Annesi gitmiştir "geç kalma"nın.
Kadınlar,arkalarında büyük boşluklar bırakarak
giderler.
Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında
Ve bir kadın gittiğinde pek çok "yetim" bırakmıştır arkasında.
Hayatınızdaki kadını yitirmemeniz dileğiyle...

Alıntı

17 Ocak 2010 Pazar

Her zaman bir neden vardır!

Öğrenme yoksa kazanç ta yoktur. Sorunu kabullenin, ozaman gelecek sizin için daha verimli olacak.
Yaptığınız işin size zahmet, ızdırap verdiğini düşünmeyin, çünkü bu iş ve zahmet için herzaman bir sebep vardır.
O halde sorunla ile karşı karşıya gelmekten çekinmeyin, göğüslediğiniz her sorun için ileride mutlak bir mutluluk sizindir...

Her zaman bir neden vardır...

cid:image001.jpg@01C7EA2C.63C4C910

cid:image002.jpg@01C7EA2C.63C4C910

efendim bu çok ağır lütfen biraz kesmeme izin ver
cid:image003.jpg@01C7EA2C.63C4C910

cid:image004.jpg@01C7EA2C.63C4C910

cid:image005.jpg@01C7EA2C.63C4C910

cid:image006.jpg@01C7EA2C.63C4C910

efendim biraz daha keseyim lütfen o zaman daha iyi taşıyabilirim
cid:image007.jpg@01C7EA2C.63C4C910

cid:image008.jpg@01C7EA2C.63C4C910

çok teşekkür ederim efendim
cid:image009.jpg@01C7EA2C.63C4C910

cid:image010.jpg@01C7EA2C.63C4C910

cid:image011.jpg@01C7EA2C.63C4C910

şimdi bunları köprü olarak kullanıp karşıya geçin
cid:image012.jpg@01C7EA2C.63C4C910
çok kısa! geçemem ki!
cid:image013.jpg@01C7EA2C.63C4C910

cid:image014.jpg@01C7EA2C.63C4C910

Alıntı

Hangi Yemeksiniz?:))

Hangi Yemeksiniz




Ilk önce doğum
tarihinize denk gelen yemeği bulun,
sonra kişiliğinizi öğrenin.


Ocak 1 - 9 ~ Musakka
Ocak 10 - 24 ~ Kuru Üstü Pilav
Ocak 25 - 31 ~ İmam Bayıldı


Şubat 1 - 5 ~ Kokareç
Şubat 6 - 14 ~ İşkembe
Şubat 5 - 21 ~ Köfte
Şubat 22 - 28 ~ Tantuni


Mart 1 - 12 ~ Suşi
Mart 13 - 15 ~ İmam Bayıldı
Mart 16 - 23 ~ Kuru ÜstÜ Pilav
Mart 24 - 31 ~ Kokoreç


Nisan 1 - 3 ~ İmam Bayıldı
Nisan 4 - 14 ~ Tantuni
Nisan 15 - 26 ~Kuru Üstü Pilav
Nisan 27 - 30 ~ Köfte


Mayıs 1 - 13 ~ Suşi
Mayıs 14 - 21 ~ İşkembe
Mayıs 22 - 31 ~ İmam Bayıldı


Haziran 1 - 3 ~ Kuru Üstü Pilav
Haziran 4 - 14 ~ Köfte
Haziran 15 - 20 ~ Musakka
Haziran 21 -24 ~ Suşi
Haziran 25 - 30 ~ Kokoreç


Temmuz 1 - 9 ~ Kuru Üstü Pilav
Temmuz 10 - 15 ~ Musakka
Temmuz 16 - 26 ~ İşkembe
Temmuz 27 - 31 ~ Kokoreç


Ağustos 1 - 15 ~ Suşi
Ağustos 16 - 25 ~ Kuru Üstü Pilav
Ağustos 26 - 31 ~ Köfte


Eylül 1 - 14 ~ İşkembe
Eylül 15 - 27~ Kokoreç
Eylül 28 - 30~ Musakka


Ekim 1 - 15 ~ Suşi
Ekim 16 - 27 ~ Köfte
Ekim 28 - 31 ~ Tantuni


Kasım 1 - 16 ~ İmam Bayıldı
Kasım 17 -30 ~ Kokoreç


Aralık 1 - 16 ~ Musakka
Aralık 17 - 25 ~ Suşi
Aralık 26 - 31 ~ İşkembe


İŞTE YEMEKLERİN ANLAMLARI



Musakka

Çekici ve popülersiniz. . Kolayca arkadaş edinebiliyorsunuz.
Kendinden emin tavırlarınızla grup içinde liderliğe yakışıyorsunuz.


Kokoreç


Utangaç ve sevimlisiniz. Tanımadığınız insanlarla konuşmayı
sevmez ama arkadaşlarınızla herşeyi paylaşabilirsiniz.
Arkadaş seçiminde oldukça dikkatlisiniz. Sevilen birisiniz.


Suşi

Yerinde duramayan birisiniz.Çok arkadaşınız var ve sosyal
yaşamınız çok renkli. Dedikoduyu biraz seviyorsunuz.
Sizi tanıyan sizin gibi biri daha olmadığını düşünüyor.
Dikkat çekmeyi çok seviyorsunuz
.

Tantuni

Esrarengiz birisiniz. Ne zaman nasıl davranacağınız
pek belli olmuyor. Çoğu şeyden ilk sizin haberiniz
oluyor bu yüzden çok ilgi görüyorsunuz.


Kuru Üstü Pilav

Sessiz sa kin ama çok zekisiniz. Dost canlısı, sevilmeyi
bekleyen tavırlarınız ilgi çekiyor.Küçük bir arkadaş
grubu size yetiyor. Fazla popüler olmasanız da yakınlarının
el üstünde tuttuğu birisiniz


İmam Bayıldı

Siz lider olmak icin doğmuşsunuz.Sözü nü dinleten,
dediğini yaptıran
birisiniz. Kararlı tavırlarınız çevrenizdekileri etkiliyor.
İnsanların arkadaş olmak isteyebiliceğ i birisiniz.


Köfte

Uyumlu, sıc akkanlı birisiniz. Size nasıl davranılmasını
istiyorsanız siz de herkese öyle davranıyorsunuz.
Sadık ve dürüstsünüz, yapmacık insanlara ve
dedikoduya karşısınız.


İşkembe

Çok hassas ve narinsiniz. Kolay aşık oluyorsunuz.
Ne çok utangaç ne cok girişkensiniz.
Arkadaş grubunuzda kırılmaması için kollanan birisiniz.


11 Ocak 2010 Pazartesi

Bir Sinema "Yahşi Batı"





Pazar günü bir Cem Yılmaz Filmi olan "Yahşi Batı" isimli filme gittik. Tam anlamıyla harika idi...

Oyuncular:Cem Yılmaz,Ozan Güven,Demet Evgar,Zafer Algöz,Özkan Uğur,Cansu Dere

Konusu:Yahşi Batı, 1800'lü yılların sonunda Osmanlı padişahı tarafından Amerika'ya gönderilen iki görevlinin başlarına gelen olaylar anlatılıyor.

Aziz Bey, ile Lemi Bey, 19. yüzyılın sonlarında padişahın emriyle Amerika’ya gitmek için yola çıkarlar. Yanlarına da hediye olarak verilmek üzere çok değerli bir elmas taş ve yüksek miktarda para vardır. İkili Amerika’ya varınca, gidecekleri yere ulaşmak için bir posta arabasına binerler.

Lemi Bey ile Aziz Bey bu yolculuk esnasında soyulurlar. Önce ellerinden elmas taş gider, sonra da paralarını kaptırırlar. İki Osmanlı, kaptırdıkları parayı tekrar toparlamak için ödül avcılığı yaparlar.

Gördükleri ‘Wanted’ ilanlarını kendilerine uyarlayıp, sırasıyla aranan haydutların yerine geçer ve ödül avcılığıyla para kazanmaya çalışırlar. Biri haydut olur, diğeri onu yakalar ve başlarına her defasında binbir olay gelir. Tam canlarından olacakken Aziz Bey aslında ödül avcısı olmadıklarını, Lemi Bey’in haydut olmadığını, ikisinin de Osmanlı olduğunu anlatmaya çalışır.


Alıntıdır. Kaynak www.sinema.com

Detaylar için filmin adresine buyrun:)
http://www.yahsibati.com/

Cumartesi ve Eğlence


Tiyatro ertesi eğlenceye devam ettik. Beach Park içindeki Cubana bar'da hem gruptan bir arkadaşımıza süpriz doğum günü yaptık; hemde biraz stress atmaya çalıştık...

Bir Tiyatro "Vatan Kurtaran Şaban"




Cumartesi akşamı işten sonra Anatalya Social Club'ten 45 kişi Büyükşehir Belediye Tiyatrosunda sergilenen harika bir oyunu izledik.İnternet sayfasından aynen konuyu ekliyorum.Aşağıda datayları okuyabilirsiniz...İzlemediyseniz mutlaka izlemelisiniz...:))

Büyük usta Haldun Taner tarafından 1965 yılında yazılan "Vatan Kurtaran Şaban", bir kabaredir.Taner,
bu oyunda genel bozukluklara, ölçüsüzlüklere karşı sosyal adaletsizliklere ölçüyü getiren bir alay mesafesi koyar.Yazarın kendi deyimiyle " bir hadiseye gülerek bakmak, o hadiseye mesafeli bakmak demektir"." O hadisenin içinde haşır neşir olmuş, o hadisenin içinden çıkamayan insanlara başka açıları hatırlatmak demektir" der kabare için.

Vatan Kurtaran Şaban'da , Tapu Kadastro Müdürlüğünden, Kültür Sanat Müsteşarlığına atanan Şaban'ın bu alanda yaptığı komik ve çarpık uygulamalar hicivli bir dille anlatılıyor.Ülkedeki kültür ve sanat anlayışına eleştirel bir yaklşımın da konu edildiği oyunda oldukça kalabalık bir kadro görev yapıyor.

Yönetmenliğini Murat Demirbaş'ın yaptığı oyunda,Müfit Kayacan, Durmuş Ali Emre, Murat Ercanlı, Erdal Gürcan, A.Mete Orhan, Mehmet Özgür, Recep Kamiloğlu, Saadet Yıldırım, İlhan Örenel, Seyfi Satmaz, Gizem Karasu, Cenap Aydınoğlu, Talat Türkeli, Sacide Taşaner, Ezgi Albayrak, Sultan Yumak ve Demet Kazanoğlu rol alıyorlar.


Alıntı
Kaynak:http://www.abt.gov.tr/tr/sezon_oyunlari/vatan_kurtaran_saban.php


7 Ocak 2010 Perşembe

Geveze ve Bay J Antalya'daydı...:)




Dün akşam ani bir kararla; Dedeman Jolly Joker'de program yapacaklarını öğrendiğimiz Geveze ve Bay J 'yi izlemeye gittik...Uzun zamandır görmediğim sevdiğim kız arkadaşlarımla beraber feci güldük,müthiş güzel şarkılar söyledik,dans ettik...iyi geldi:))


5 Ocak 2010 Salı

Farkındalık/OSHO

Geçmiş gerçekleşmiştir.
Geçmişe gerçekten gidemezsin.
Geçmişe gitmeyi düşündüğünde, en iyi ihtimalle onun anılarına gidebilirsin,
o gerçek geçmiş değildir, o sadece bir anıdır.
Geçmiş artık yoktur,
dolayısıyla onu yeniden düzenleyemezsin.
Bu insanlığın gerçekleşmesi imkânsız amaçlarından birisidir
ve insan bunun yüzünden çok acı çekmiştir.
Geçmişi silmek istersin; nasıl silebilirsin ki?
Geçmiş kesindir. Geçmiş, bir şeyin tüm potansiyelinin bittiği anlamına gelir;
gerçek olmuştur.
Artık onu düzenleme, silme ya da yeniden yapma potansiyeli yoktur.
Geçmişle ilgili yapılacak hiçbir şey yoktur.
Ve insan zihnini her zaman meşgul etmiş diğer imkânsız düşünce de geleceği kurmaktır; bu da, yine yapılamaz.
Gelecek henüz olmamış olan demektir:
Onu kuramazsın.
Gelecek kurgulanmadan kalır,
gelecek açık kalır.


Gelecek saf potansiyeldir; gerçekleşmediği sürece ondan emin olamazsın.
Geçmiş saf gerçekleşmedir; olmuştur. Artık onunla ilgili bir şey yapılamaz.
Bu ikisinin arasında, şimdiki zamanda insan durup bu iki imkânsızlığı düşünür.
O gelecekle ilgili her şeyden emin olmak ister; ve bu yapılamaz.
Bunun kalbinde mümkün olduğunca derinlere inmesine izin ver: Bu yapılamaz. Şimdiki anını geleceği belirlemek için harcama. Gelecek belirsizliktir;
bu geleceğin niteliğidir, tam olarak budur.
Ve zamanını geriye bakarak harcama.
Geçmiş gerçekleşti, o ölü bir olgudur. Ona hiçbir şey yapılamaz.
Yapabileceğin en iyi şey onu yeniden yorumlamaktır,
hepsi bu.
Psikanalistin yaptığı da budur; onu yeniden yorumlamak.
Yeniden yorum yapılabilir ama geçmiş aynı kalır.
Psikanaliz ve astroloji; astroloji bir şekilde geleceği belirlemek ister
ve psikanalist de geçmişi yeniden yapmak ister. Her ikisi de bilim değildir. Her ikisi de imkânsızdır ama her ikisinin de milyonlarca takipçisi vardır; çünkü insanoğlu bunu sever! O gelecekten emin olmak ister, bu yüzden astrologa gider,I Ching’ e danışır, bir tarot okuyucusuna gider ve kişinin kendini kandırması, aptallaştırması için bin bir tane yöntem vardır.
Ve geçmişi değiştirebileceğini söyleyen bazı insanlar vardır;
onlara da danışır. Bir kez bu iki şey bırakıldığında,
her türlü aptallıktan özgürleşirsin. O zaman psikanaliste gitmezsin ve astrologa gitmezsin.
O zaman geçmişin bittiğini bilirsin; sen de onunla birlikte biteceksin.
Ve gelecek henüz gerçekleşmedi.
Ne zaman olursa göreceğiz; tam şu an onun için hiçbir şey yapılamaz.
Yalnızca, elinde olan, gerçek olan yegâne anı mahvedebilirsin.


Batı sürekli bir biçimde nasıl çözüleceğini bulmak için problemlere bakıyor.
Batı problemleri ciddiye alıyor.
Ve belli bir mantığın, verili bir önermenin içine girdiğinde mantık mükemmel görünür.


Geçenlerde bir fıkra okumaktaydım: Büyük bir felsefeci ve dünyaca ünlü olan bir matematikçi uçaktadır. Kaptandan, “Üzgünüm küçük bir gecikme olacak. Bir numaralı motor durdu ve biz üç motorla uçmaya devam ediyoruz,” diye bir anons geldiğinde, matematikçi koltuğunda otururken büyük bir matematik problemini düşünmektedir. On dakika kadar sonra ikinci bir anons gelir: “Korkarım daha da çok gecikme olacak; iki ve üç numaralı motorlar da durdu ve geriye sadece dört numara kaldı.” Bunun üzerine matematikçinin yanında oturan felsefeci ona dönüp, “Vay canına! Eğer diğeri de duracak olursa tüm geceyi burada geçireceğiz!”

Farkındalık /OSHO

--
Aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz.

Alıntı

Bir sinema filmi "Acı Aşk"


Yoğunluktan bahsetme fırsatım olmadı.. Geçen hafta "Acı Aşk" isimli filme gittik...

Kurgu ve konu ilginçti. Herkese hitap etmeyebilir..Cansu Dere'nin oyunculuğunu beğendiğimi söyleyebilirim....

Merak edenler;detaylara filmin aşağıdaki adresinden ulaşabilirsiniz...

Yönetmen

A. Taner Elhan

Senaryo

Onur Ünlü

Yapımcı

Timur Savcı

Tür:

Dram, Romantik

Internet adresi:

www.aciask.com
Film, Orhan, Oya, Ayşe ve Seda adlı dört karakter arasında dönen aşkı konu alıyor. Aşk, acı, ihanet ekseninde ilerleyen "Acı Aşk", sürprizlerle dolu senaryosuyla dikkat çekiyor.

Eskişehir’de bir üniversitede edebiyat öğretmenliği yapmakta olan Orhan, evlenmeyi planladığı Ayşe’yle beklenmedik bir anda yollarını ayırıp İstanbul’a gelir ve Oya ile tanışır. Fotoğrafçılık yapan Oya ile belki de hayatının en mutlu günlerini geçirirken, daha evliliklerinin ilk günlerinde yaşadıkları kötü olaylar ile kendini bir aşk üçgeninin ortasında bulur...

Alıntı

1 Ocak 2010 Cuma

Yılın ilk günü 01.01.2010...:)






Merhaba...:),
Yılın ilk postunu yazmak hoş bir heyecan yaratıyor ...
Sevgili Elifkom (Pride) dün beni aradı...iyi dileklerimizi ilettik birbirimize....
hüzünlendim....özlemişim kuzumu:(( seni çok seviyorum canım dostum....
Az önce bu yazımı hazırlarken sevgili bloggerdaşlarımdan olan Yurdanurtelefon etti. Ve"ümitlerimizin karşılığını alacağımız bir yıl olsun " dedi...ne içten ne samimi dilek...canım arkadaşım yüreğine sağlık....
Şirketten çıktıktan sonra gerçekten yoğun geçen Pazar günleri dahil hiç izinsiz çalıştığım Aralık ayınınn bu son gününü evimde uğurladım...Anneciğim'in güzel yemekleri, mezeleri, dostlardan gelen güzel yazılı ve sözlü mesajlar gecemi keyifli kıldı...
Ve gece 24.00'da hediyelerimi açtım...
En özeli 2 gün önce gelen;bloggerlar arasında Prima Rima'nın yaptığı çekişle gelen hiç tanışmadığım zarif arkadaşım Bahar ve tatlı kızı Duru'nun hediyesi idi...Benim meleklere zaafımı farkeden Bahar'cığım harika 2 melek ve şık bir örtü seçmiş...Hazırladığı kartta yazdığı mesaj için ve zevkli hediyeleri için çok teşekkür ederim...Bende ona başta kızı Duru ve sevdikleri ile mutlu bir yıl diliyorum...
Başta canım anneme Kenneth Cole'un çok beğendiğim kol saati için; Las Vegas'tan gelen iskambil ve en sevdiğim konyak olan Martel için arkadaşlarıma ayrıca teşekkür ederim.
Sağlıklı,keyifli,süprizli,mutlu,huzurlu,neşeli,bereketli bir 365 gün hepimizi bekliyor.
" Hayal edin, isteyin, inanın ve bekleyin;)"
Sonsuz Sevgiler