30 Kasım 2009 Pazartesi

2012 filmi ve Ayşe Kulin'in "Türkan" isimli kitabı....:)



Geçen hafta 2012 filmine gittik ...Ve tabii ki D&R uğramadan olmazdı...Özel bir süpriz oldu bana bu kitap..:)uzun zamandır almayı istiyordum...tekrar teşekkür ederim canım..:)



Yönetmen: Roland Emmerich

Senaryo: Roland Emmerich, Harald Kloser

Oyuncular: John Cusack, Amanda Peet, Chiwetel Ejiofor, Danny Glover, Thandie
Newton, Oliver Platt, Thomas McCarthy, Woody Harrelson, Chin Han

Maya takvimine göre, 2012 yılında dünyanin sonunun geleceği görüşünden yola çıkarak beyaz perdeye uyarlanan ve 2012 yılına iyice yaklaşmamız dolayısı ile de Maya inanışına inananların, yüreklerini ağızlarına getirecektir.Büyüleyici felaket sahnelerinin yanı sıra özel efektleri ile ön plana çıkıyor.

Alıntı

24 Kasım 2009 Salı

Öğretmenlerimizin Bugünü Kutlu Olsun!


Millet Mektepleri'nin açılışı ve Atatürk'ün Başöğretmenliği kabul tarihi olan 24 Kasım günü, 1981 yılından beri Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Fedakar öğretmenlerimizin bugünü kutlu olsun.

Alıntı

Keyifli bir Cumartesi

Haftasonu yaklaşık 40 kişlik bir arkadaş grubu ile Beşiktaş-Fenerbahçe maçını izledik...Resmen bir tribün edası vardı...Aslında taraftar olmak güzel,centilmenlik esas olduktan sonra keyifli geçen bir gece oldu...J.J. Irısh Pub'ta eğlenceye grubun bir kısmı ile devam ettik...Başta Pride Elif'im ve İstanbul'daki diğer dostlarımı bütün gece andım...Elif'le şarkımız olan "Seni kendime Sakladım" isteklerde 1. sırada idi:)))Pazar günü ise kendime ayırdığım bir gün oldu...şimdilik sevgiler:))


"Şu An"

Bir Zen ustasına müritlerinden biri yaklaşmış; "Usta, ben çok mutsuzum,
mutsuzluğuma bir çare bul!" demiş. Usta, adamın gözlerinin içine bakarak,
"Çok mu mutsuzsun? Senden daha mutsuz biri olamaz mı yeryüzünde?" diye
sormuş. "Şey, olabilir" diye yanıt vermiş mürit. "İyi öyleyse" demiş usta.
"Git, senden daha mutsuz bir kişiyi bul, ona yardım et, mutlu olduğunu
göreceksin."

Ustanın önerisinin doğru olduğunu anlamak için bir kez bile denemek yeter.
Herkesin halinden şu ya da bu şekilde şikâyetçi olduğu bir toplumda
yaşıyoruz.

Çünkü yaşamı ve kendimizi çok ciddiye alıyoruz. "Melekler uçarlar, çünkü
kendilerini hafife alırlar" diye okumuştum bir yerde.

Biz insanlar, yaşamı kendimize zehir etmek için elimizden geleni ardımıza
koymuyoruz. Ya geçmişin suçluluk duyguları altında eziliyor ya da gelecek
hakkındaki korkularımızla kendimizi yiyip bitiriyoruz. Oysa sahip olduğumuz
tek şey, şu an.

Alıntı

21 Kasım 2009 Cumartesi

4.Mim

L@febesi beni en sevdiğim konuda mimlemiş şiir...evet arada bir şeyler karalamayı seviyorum..zaman zaman paylaşacağım sizlerle...
gelelim mimin konusuna; "bir şiir sitesinde daha evvel çok da aşina olmadığımız bir şairi seçiyoruz ve karşımıza çıkan şiir adlarından birine tıklayıp, şiiri paylaşıyoruz, istersek birkaç cümle sarfediyoruz şiir hakkında..."

GERÇEK OLSUN
Her şey yalanmış
Her şeyin yalanmış
Durma, çek git artık
Hem de asla dönmemecesine
Hiç değilse gidişin gerçek olsun
Hiç değilse alışayım yokluğuna
Ve inanayım bunun gerçek olduğuna
Varlığın bir yalanmış
Hiç değilse sensizlik gerçek olsun
Git hadi, bir an bile durma artık
Çık git dünyamdan
Bıktım senin yalanlarından
Çek git!
İnanayım ki artık yoksun
Hiç değilse gidişin
Hiç değilse yokluğun, gerçek olsun…

Gönderen:Gürsel İLERİ


Hayatta herşeyin gerçeği bulsun hepimizi!!!Bu mimi yurdanur duman arkadaşıma yolluyorum...

18 Kasım 2009 Çarşamba

Düş:)

Beklenmeyen bir anda
Karanlıkta gelen bir düş
Unutulmak istenmiş,ertelenmiş
Düşün içinde bir gülüş
Yürek uzaktan izleyip
Kendi kendine düşünmüş
Zaman süpriz yapıp
Bir gün aklına düşürmüş
Aniden çıkıp gelip
Prensesinin yüreğine düşmüş..:)

E.E

(Adı bende saklı biri için yazıldı...)

Mutluluk yakınınızda olabilir!

Hayat türlü zorlukları ve sorularıyla sizi yorduğu anlarda bile gülmeyi unutmamaktır.Hiç kimse sorunsuz,sıkıntısız yaşamıyor...Mutlaka herkesin yaşantısında bir takım mücadeleler var. Kimine göre büyük, kimine göre küçük...Bazen sahip olduklarımızın farkında bile olamıyoruz...İhtiyacımız olan bir şey bozulduğunda, yitirdiğimizde kıymetini hatırlıyoruz...Küçük şeylere takılmadan birde mutlu olmayı denediğiniz zaman inanın her geçen gün daha anlamlı oluyor. İşte bu gibi anlarda gerçekten istediğiniz,sizi o an ne mutlu edecekse bunu isteyin,inanın ve bekleyin...eğer gerçekten küçük şeylerden mutlu olmayı unutmadan yaşama devam edersek süprizler kaçınılmaz :)))
İşte bu yazıyı yazdıracak 2 güzel süpriz:)

1. Süpriz
Kısa bir süre önce Eva Balesi ile ilgili yazıma yorum yazan sevgili Yurdanur ile bugün iletişim bilgilerimiz paylaştık...Aynı şehirde olmanın büyük bir şans olması ve ortak noktalarımızın olması bizim için bir başlangıç noktası oldu...Ve bu sabah yaptığımız samimi sohbetten sonra bana çok ince bir süpriz yaptı.Bende sizinle bu güzelliği paylaşmak istedim.Yurdanur'cuğum bende çok mutlu oldum.Güzel yüreğin ve süprizin için çok teşekkür ederim:))Hoşgeldin arkadaşım dünyama:)



2. Süpriz
Yine dün öğlen yemeğini yiyemediğimi öğrenen, benim için değeri ve yeri ayrı olan biri elinde en sevdiğim tatlı ile çıkıp geldi...Nasıl mutlu oldum...Ne kadar şanslıyım biliyorum.





İşte bu yüreği kocaman iki güzel arkadaşıma sonsuz teşekkür ederim... Her gününüzde böyle küçük anlar vardır. Lütfen gözardı etmeyin...Kıymetini bilin ve tadını çıkarın ...Sevgiler:)

16 Kasım 2009 Pazartesi

Ödüllü bir Oyun "Tek kişilik Şehir"


Cumartesi akşamı Haşim İşcan Kültür Merkezinde Ankara Devlet Tiyatrosunun sergilediği Behiç Ak’ın yazdığı eser olan "Tek Kişilik Şehir" isimli oyuna gittik...Tek kelimeyle harikaydı...
Oyun, seyirciler yerine oturmadan sahnede yerlerini alan oyuncularla bir restaurantta,internetten aradığı aşkı bulduğunu sanan adam,garson kız ve bu kadın arasındaki dialoglar üzerine geçiyor.Teknolojinin gelişirken bizleri nasılda asosyalleştirdiğinin güzel bir anlatımı.....
Kaybettiklerimizi,farkında olmadan bizi insan yapan özelliklerimizi,duygularımızı yitirdiğimizi öylesine güzel anlatmışlarki kaçırmayın derim...
Kendinizi bu restaurantta hissetmek isterseniz mutlaka önlerden yer almalısınız...

işte ödülleri;
* 2007 - 2008 Sanat Kurumu En İyi Yönetmen Ödülü (Serhat Nalbantoğlu)
* 2007 - 2008 Sanat Kurumu En İyi Erkek Oyuncu Ödülü(Cüneyt Mete)
* 2007 - 2008 Sanat Kurumu En İyi Kadın Oyuncu Ödülü(Devrim Yakut)
* 2007 - 2008 Sanat Kurumu En İyi Çevre Tasarımı Ödülü(Işın Mumcu)
* 2007 – 2008 Lions Tiyatro Ödülleri, En İyi Kadın Oyuncu(Devrim Yakut)


Papatya Bahçesinden bayram hediyeleri:)

Herkese sağlıklı, mutlu,keyifli, bereketli bir hafta diliyorum....

Papatya Bahçesnin sahibesi bayramın 2. gününe kadar sürecek bir çekiliş düzenlemiş.Ben katılıyorum...Hediyeler birbirinden şirin:)) katılmak için;

http://meltemindunyasi.blogspot.com/2009/11/bayram-hediyeleriniz-benden.html

14 Kasım 2009 Cumartesi

Hintli adam ve akrep

Hintli fakir bir adam suda bata çıka ilerlemeye çalışan bir akrep
görür. Onu kurtarmaya karar verir ve parmağını uzatır ama akrep onu
sokar. Hintli fakir tekrar akrebi sudan kurtarmaya çalışır ama akrep
onu tekrar sokar.
Yakınlardaki başka birisi ona, onu sürekli sokmaya çalışan akrebi
kurtarmaya çalışmaktan vazgeçmesini söyler.
Ama Hintli adam şöyle der: 'Sokmak akrebin yaratılışında var. Benim
ahlak,itikat,felsefe ve yaratılışımda ise sevmek var.
"Sokmak akrebin yaratılışında var diye niye,neden kendi yaratılışımda
olan yardım ve sevgiden vazgeceyim?'

Sevmekten vazgeçmeyin. İyiliğinizden vazgeçmeyin. Etrafinızdaki
akrepler sizi soksalar da...

Alıntı

ANITKABiR ÖZEL DEFTERi :

Anıtkabir özel defteri, elektronik ortamda tüm vatandaşlara açılmış.

Bağlantı aşağıda, kayıt yaptırıp deftere yazı da yazabiliyorsunuz.

Ayrıca ANITKABİR 'i üç boyutlu olarak gezebilirsiniz...

http://www.anitkabirozeldefteri.com/

Lütfen öğretmenlere, öğrencilere, arkadaşlarınıza ve tüm dostlarınıza iletin ...

13 Kasım 2009 Cuma

Türkiye' de ilk defa ve Antalya'da "Eva Balesi"

Howard Blake'in "Eva Balesi" Avrupa'nın en önemli koreograflarından Robert North'un koreografisi ve Robert North'un reji asistanı Julian Moss'un rejisiyle iki perdelik bale olarak Türkiye pömiyerini gerçekleştirdi. Dün gecede galası vardı.
Bizde Antalya'daki üye olduğum sosyal grupla birlikte izleme keyfini yaşadık...










Antalya Devlet Opera ve Balesi, piyanist, şef ve besteci olarak dünya çapında ün yapmış Howard Blake'in müziğini bestelediği Eva Bale'sini, Antalya'da sahnelediği Carmina Burana eseri ile Antalyalı sanatseverlerin yakından tanıdığı Avrupa'nın önde gelen koreograflarından Robert North'un koreografisiyle sahneliyor. Antalya Devlet Opera ve Balesi'nin bale sanatçıları ve korosu Robert North'un asistanı Julian Moss'un sahneye koyduğu Eva Balesi'nin Türkiye'de ilk defa oynanacak olmasının heyecanını taşıyorlar. İnsan sesinin de eşlik ettiği Eva Balesi gerek müzikleri gerek koreografisindeki yaratıcılıkla izleyenleri hayran bırakacak bir prodüksiyon.

Eva Balesi, modern bir kadın olan Eva'nın çocukluğundan yetişkinlik dönemine ve ölümüne kadar uzanan hayat hikayesini anlatıyor. Eva'nın toplumsal ve içsel çatışmalarının etrafında dönen oyun, günümüz toplumunda modern bir kadının yaşadığı ortak açmazları dile getiriyor. Başarısızlıklarından, hayal kırıklıklarından sonra, küllerinden doğan Anka kuşu misali, hayata yeniden başlayan Eva, esasen bir mücadelenin öyküsü. Eva'nın iç hesaplaşmasına tanık olduğumuz, koronun da katılımıyla, ikinci perdede ölüm ve yaşam karşıtlığının olumsuz yapısı silinip barışçıl bir uzlaşmaya dönüşüyor. Eva Balesi, oyunun sonunda 'yaşanan olayların toplamından geriye kalan hayatın geçiciliği' olduğu olgusu üzerinden seyirciyi bu konuda düşünmeye davet ediyor.

Alıntı

10 Kasım 2009 Salı

ÖDÜLLÜ BİR FİLM "2 DİL 1 BAVUL"




Pazar günü beklediğimiz filmler Antalya'da gösterime girmediğinden "2 DİL 1 BAVUL" isimli filme gittik...Belgesel tadında,herkesin izlemesi gereken,zaman zaman hüzünlendiren,tebessüm ettiren ve düşündüren bir filmdi.

Tür : Belgesel / Dram
Gösterim Tarihi : 23 Ekim 2009
Yönetmen : Orhan Eskiköy Özgür Doğan
Senaryo : Orhan Eskiköy
Görüntü Yönetmeni : Orhan Eskiköy
Yapım : 2008, Türkiye , 81 dk.


Oyuncular

Emre Aydın , Zülküf Yıldırım , Rojda Huz , Vehip Huz

Türk öğretmenin, uzak bir Kürt köyündeki bir yılı. Öğretmen Kürtçe bilmez, çocuklar Türkçe. Öğretmen ilk kez gördüğü bu coğrafyada, bir yılını çocuklara Türkçe öğretmekle geçirir. Bir yılın sonunda çocuklar Türkçe öğrenebilecekler mi?

İki Dil Bir Bavul, üniversiteden yeni mezun olmuş ve uzak bir Kürt köyüne atanmış Türk öğretmenin bir yılını, onun okula yeni başlayan ve Türkçe bilmeyen çocuklarla yaşadıklarını anlatır.

Bir yıl boyunca öğretmenin farklı bir topluluk ve kültür içindeki yalnızlığına, çocuklar ve köylülerle yaşadığı iletişim problemine, çocuklardaki değişime tanık oluruz. Bu süreç boyunca öğretmen ve çocuklar birbirlerini yavaş yavaş tanımaya ve anlamaya başlarlar.

46. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde bu yıl ilk kez verilen En İyi İlk Film Ödülü'ne layık görülen İki Dil Bir Bavul, aynı gece Uluslararası Ortadoğu Filmleri Festivali’nde En İyi Ortadoğu Belgeseli Ödülü'nü kazandı. 16. Uluslararası Altın Koza Film Festivali'nin ödül töreni esnasında Nuri Bilge Ceylan'ın Türk izleyicisine izlemesini şiddetle tavsiye ettiği film, SİYAD Ödülü ve Jüri Yılmaz Güney Özel Ödülü'nün de sahibi oldu.

Film başka festivallerden de ödüllerle dönmüştü; ZagrebDocs Film Festivali’nde En İyi Genç Yönetmen, Saraybosna Film Festivali’nde de EDN Talent Ödülü'nü aldı

Alıntı

10 KASIM


Atatürk diyorki !


İki Mustafa Kemal vardır:
Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal...
İkinci Mustafa Kemal, onu "ben" kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir !
O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur.
Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir.
O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz.
Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur !

Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir.
Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir.

Beni övme sözlerini bırakınız; gelecek için neler yapacağız, onları söyleyin !





“Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerini inkâr edenler ve beni yerenler çıkabilir. Hatta bunlar, benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir. Fakat, ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidirler ki bu fikirler, Hint'ten, Mısır'dan döner dolaşır gene gelir, verimli neticeleri kalpleri doldurur.”

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.




10 Kasım ATATÜRK’ü Anma Günü Eşsiz Devlet Adamı Mustafa Kemal ATATÜRK’ü,
aramızdan ayrılışının 71’inci yıl dönümünde bir kez daha özlem, saygı ve rahmetle anıyoruz.

Alıntı

7 Kasım 2009 Cumartesi

Antalya Devlet Tiyatrosu'ndan "Benim Doktor Oğlum"




Dün akşam Antalya Haşim İşcan Kültür Merkezi'nde "Benim Doktor Oğlum" isimli oyuna gittik.2 perde olan oyun gerçekten oldukça keyifli idi.Londra'ya doktora eğitimi için oğullarını yollayan ailenin oğullarının dönüşü ile yaşadığı heyecan ve şaşkınlığı anlatıyor...Keyifli bir performanstı,kaçırmayın derim....bilet almak ve detaylı bilgiler için buyrunuz...
http://www.antalyadt.gov.tr/default.asp

Kaynak.Antalya Devlet Tiyatrosu web sayfası



2 Kasım 2009 Pazartesi

Hayattan Çıkarıp Astıklarım blogger olmayı kutluyor.

Yeni blog açan bir sahibemiz bunu kutluyor...Hediyeler veriyor...Aramıza hoşgeldin...:)
Katılım için buraya
http://www.esineasik.blogspot.com/